Aort duvarının anormal genişlemesi veya şişmesi durumu anevrizma olarak tanımlanır. Vücudun en büyük damarı olan aortun içinden pompalanan kandaki artan basınç, aort duvarının zayıf olan kısmında balona benzer bir şişme meydana getirir.
Ancak yıkım devam eder. Bazı durumlarda da liflerin daha imal aşamasında kırıklar ortaya çıkar. Aort duvarı içindeki kan basıncının etkisiyle, aort duvarı zayıfile bulduğu yerlerden incelerek genişlemeye başlar.
Ultrason Özellikle yüksek possibility taşıyan bireylerde abdominal aort anevrizmalarının taranmasında sıklıkla kullanılır. CT tarama
Anevrizma sonucunda kan basıncı nedeniyle damar katmanlarından sızıntı olabilir ve damar tamamen patlayarak vücutta kanama oluşturabilir.
Genç yaşta aort damarı genişlemesinden korunmak için düzenli sağlık kontrollerinizi yaptırmanız ve sağlıklı aktiviteleri hayatınıza dahil etmeniz yeterli olacaktır.
Bu şekilde kusurlu bölgenin her iki taraftan regular aort ile bağlanması sağlanır. İşlem tamamlanınca kan damarının yeni ve sentetik kısmı sağlıklı bir aort gibi görev yapar.
Genetik yatkınlıklar aort anevrizmalarının gelişiminde önemli bir rol oynar. Marfan sendromu, Ehlers-Danlos sendromu ve ailesel torasik aort anevrizması sendromu gibi bazı kalıtsal durumlar riski artworkırabilir.
Fizik kanunlarına göre aort yarıçapının karesiyle doğru oranda artan duvar gerilimi, zayıflamış ve incelmiş aort duvarında dışa doğru aort anevrizması yırtılmalara (rüptür) ya da aort duvarını oluşturan katmanların birbirinden ayrışarak (diseksiyon) organlara giden dalların tıkanmasına, aortun bacaklara kadar ağır hasar almasına neden olabilir.
Aort anevrizmalarının en sık sebebi kontrolsüz tansiyon yüksekliği ve aterosklerotik damar hastalığı denilen damar duvarında kireçlenme olmasıdır.
Abdominal aort anevrizmaları, karın bölgesindeki ana atardamarın genişlemesi sonucu oluşur. Bu tür anevrizmalar sıklıkla belirti vermeden gelişir. Ancak genişlemeye bağlı olarak aşağıdaki semptomlar görülebilir:
Her iki durum da acil ameliyat gerektirir, bu safhada yapılan ameliyatların hem komplikasyon hem de mortalite riskleri, vaktinde; ‘’Aort dokusu hasara uğramadan’’ yapılan ameliyatlarla kıyaslandığında çAlright yükselmektedir.
Günümüzde, anevrizma hastalarının neredeyse yüzde 90’ında kapalı teknikler kullanılarak anevrizma onarımı yapılabilmektedir. Kapalı teknikler, kasıktaki atardamardan girilerek genişlemiş aort bölgesine içeriden stent yerleştirme veya kaburga aralığından yaklaşık 4 cm’lik bir kesi yaparak anevrizma olan bölgenin uygun bir yapay damar ile değiştirilmesi şeklinde uygulanabilir.
Vücut mekanizmasında oldukça önemli bir göreve sahip olan aort damarının zaman içinde farklı nedenlerin etkisiyle genişlemesi hasta sağlığı konusunda threat oluşturan tehlikeli bir rahatsızlıktır.
Torasik aort anevrizmasının bu karmaşık anatomisinden dolayı, teşhis için tomografi ve emar daha çOkay kullanılır. Ultrason bazı durumlarda, anevrizma hakkında ayrıntılı bilgi verme konusunda yetersiz kalabilmektedir.